27 Haziran 2018

Nietzsche: "çarmıha gerilen" deli!

"maymuna göre insan neyse insana göre de insanüstü odur."
diyor bir peygamber edasıyla, zaten yaşamının son yıllarında mektuplarını peygamber olarak imzalıyordu.
Al. Übermensch (insanüstü)
faşist diktatörlükler bu düşünsel kavram üzerinde yükseldi, nazizm ve faşizm gibi ünlü canavarlıkların temeliydi bu fikir.
"siz solucandan insanlığa kadar yol aldınız ve ben size insanlığı öğretiyorum. içinizde birçok şey hala solucandır.
insan, aşılması gereken bir şeydir.

(insan insan derler idi, insan nedir şimdi bildim!) (elbette ki bu kısım niçe'ye ait değil.)

onu yenmek için ne yaptınız?
insanüstü, yeryüzünün amacıdır. yeryüzüne bağlı kalın ve size öte dünyada umut vaadedenlere kanmayın.
tanrı öldü: siz iktidardaki adamlar, kurumlarınızı korumak için boş yere onun adını anmaya çalışmayın."
aslında, papaz babası, annesi ve kız kardeşi tarafından oldukça dindar bir ortamda yetiştirildi. ancak bu onda bunaltıcı bir öfke yarattı.
Bir tanrı yaratamayacağımızdan, tanrı sözü etmeyi bırakalım. Ancak bir insanüstü yaratabiliriz: ve bu niçeye göre en iyi yaratmamız olacaktır.
"eğer tanrı olsaydı
ben tanrı olmamaya nasıl dayanırdım?
o halde tanrı yoktur."
biz kendimiz yaratıcılarız. insanüstü olamayacaksak bile, pek tabii insanüstülerin babaları olabiliriz.
İnsanüstüne varabilmek içinse daima kendini yenmek, bu uğurda kendini yok etmek zorundasın. Gerçek erdem budur: kendi varlığının eyleminde olmak. (erdem insanüstüne varmak için gösterilen çabadır.)
"kimileri ayaklarının zincirlerine erdem der, kimileri ise 'erdem gereklidir' demeye."
ölüm, kendini feda etmektir. (bir doğum uğruna, yani insanüstüne ulaşma uğruna)
schopenhauer'a karşı der ki: "varolma iradesi bir kuruntudur
varolmayan, isteyemez
varolan ise,
daha ne isteyecek?"
Leibniz'i eleştirerek "ben her şeyi iyi bulanları da dünyayı en iyi şey sayanları da sevmem." diyor.
aslında leibniz'in çok da iyi anlaşılmadığı düşüncesindeyim. leibniz sanki Nietzsche’nin kötümser’liğini yüz elli yıl öncesinden sezmiş gibi "mümkün olan dünyaların en iyisi budur," derken, elbette ki dünyanın mükemmel bir yer olduğundan bahsetmiyordu. voltaire gibiler, onu anlamadıkları için eleştirdiler.
onun anlatmak istediği şey, rasyonalist bakış açısından sadece dünyanın ne ise o olduğuydu.
elbette inanmayan niçe ile aralarında fark olacaktır. çünkü leibniz, tanrı'yı ahlaken kusursuz kabul ettiğine göre, onun en iyisi olmayan bir dünya yaratmış olabileceğini kabul edemez.

insanüstü ereği "milyonlarca salağı ortadan kaldırarak geleceğin insanını kalıba dökmek"tir. nazizmin temeli: yeryüzünün efendisi olacak bir ırk gerekiyor.
bütün bir ulusun yokluğu, bir insanüstü'nün acı çekmesinden daha az önemlidir zira.
tabii, burada "milyonlarca salak" diye nitelediklerine az önce onlardan hizmet beklerken "ey insan kardeşlerim!" diye seslenmişti. tıpkı yarım yüzyıl sonra Hitler'in de yapacağı gibi:)
1937de Hitler faşizminin liderlerinden Himmler alman olmayanlar için "alt insan" tanımını yapacak ve alman dış politikasını "dünyadaki bütün alt insanların yok edilmesi" olarak saptayacak.

ahlak kavramı ve tanrı'yı öldürüşleri

o, hayatın bu dünya ile sınırlı olduğunu düşündüğü için, ona göre ahlak bu dünyayı güzelleştiren bir unsurdu.
ancak cezalandırılma korkusu ile yapılan inançsal dizginlemeler bireyin özünü yansıtmamaktaydı ve böyle bir ahlak "alçaklık"tı. bu durumda birey, olması gerekeni korkunun kucağına bırakıyordu.

hani, Nuri Bilge Ceylan, şöyle konuşturmuştu Sinan'ı:
"müslüman olduğu için sağ duyulu olması gerektiğini düşünen insanlara tabakla sunulmuş bir mesuliyet değil mi bu? tam tersine vicdanıyla özgür iradesiyle baş başa kalan insan, onu öyle hazır bulmaz. sıfırdan yaratır. kimse de onun kadar güvenilir olamaz."

"dua etmek kendine ait hiçbir düşünceye sahip olmayan ve tinin yüksekliğini bilmeyen insanlar için icat edilmiştir." tanrı öldü: insan bedeni özgür kaldı ve her insanın kendini yaşamının sevincini bilen biri olarak yeniden keşfetmesini sağladı.

insanüstü ürünü olan hitler, ihanete uğradı ve teslim olmamak için intihar etti.

nietzsche ise,
"bir gün gelecek ve tarih belirlemek için "isa'dan önce, isa'dan sonra" terimleri yerine, 'nietzsche'den önce, nietzsche'den sonra" terimleri kullanılacak" diyordu,
son yazısının altına "çarmıha gerilen" diye imza attı
ve
çıldırarak öldü.



sahi yaşamak konusunu hiç düşünmüş müydünüz? *swh

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder