6 Nisan 2017

Tolstoy

yaşamı kabul etmeyi kendi içinde yüce bir değer olarak gören tolstoy bile dinsel dönüşümünden önce bir intihar girişimi yaşamıştır. "yaşamın benim için hiçbir anlamı olmadığından kuşkum yoktu. yaşamın her günü, her anı beni bir uçurumun kenarına daha da yakınlaştırıyor ve karşımda nihai bir yıkıntıyı görüyordum. durmak da, geri dönmek de imkansızdı; beni bekleyen bir ıstırabı, beni hiçliğe götüren içimdeki ölümü görmemek için gözlerimi bile kapatamıyordum. mutlu ve sağlıklı bir adam olan ben artık yaşayamayacağımı hisseder olmuştum, karşı konulmaz bir güç beni mezara sürüklüyordu. intihar etme niyetinde olduğumu kastetmiyorum. beni yaşamdan çeken kuvvet daha güçlü, daha dolu ve yalnızca bir dileğin ötesinde daha büyük sonuçlarla alakalıydı; yaşama olan bağlılığıma benzeyen bir kuvvetti bu, tek farkı ters yönde olmasıydı. daha önce yaşamımı iyileştiren şeylerin gelişi gibi intihar fikiri de kendiliğinden geldi. beni öylesine içine çekiyordu ki, bir anda yapıp her şeye son vermemek için, bir tür kendimi kandırmaya sürükleniyordum. acele etmeye niyetim yoktu, çünkü önce düşüncelerimdeki karmaşayı çözmeye kararlıydım ve bunu hallettiğimde mutluyken kendimi öldürebilirdim, yine de, kendimi asmanın cazibesine kapılmamak için urganı her akşam yalnız başıma üzerimi değiştirdiğim çalışma odamdaki dolapların arasına sakladım ve hayattan çok çabuk kurtulma yolunu sunduğu için tabanca taşımayı bıraktım. ne istediğimi bilmiyordum; yaşamdan korkuyordum, ama yine de ondan umduğum bir şeyler vardı." işte bu, tolstoy'un elli yaşındayken geçirdiği krizin itiraflarımdaki uzun betimlemesi. bunlardan daha farklı bir şekilde ivan ilyiç ölümünde de bahsetmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder